Rus bilim insanı: Arkeoloji bugün büyük talep gören bir bilim dalı
Bu sorunun yanıtını Rusya Bilimler Akademisi Sibirya Şubesi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü Bilim Direktörü Anatoliy Derevyanko‘dan aldık.
İnsanlık tarihi hakkında bazı gerçekleri kesin olarak öğrenmek mümkün mü?
– Arkeoloji, yazı öncesi tarihe uzanmakta olup taşıdığı önem de buradan gelmektedir. ‘Homo‘ cinsi neredeyse 3 milyon yıldır mevcut ancak yazı yalnızca birkaç bin yıldır var ve bunlar yalnızca firavunların ve liderlerin kayıtlarıdır. İnsanlık tarihinin çok büyük bir dönemini arkeolojiden öğreniyoruz.
Çoğu zaman arkeologlar, jeologlar, antropologlar, jeomorfologlar, genetik alanında çalışanlar ve diğer uzmanlar aynı sorun üzerinde çalışıyor. Bazı önemli olaylardan veya bulgulardan bahsedersek, bunların yalnızca belirli bir süre için yeterli tarihsel geçerliliğe sahip olduklarından kesinlikle eminim. Bulguların daha fazla birikmesi araştırmayı genişletir. Tarihsel bir bilimde mutlak bir şey olamaz.
Bir arkeoloğun işi spesifiktir. Bir tarihçi aynı belgeler üzerinde birçok kez çalışabilir, ancak bir arkeolog herhangi bir nesneyi kazarken onu yok ediyor. Kazılar sırasında elde edilen bilgiler gelecekteki araştırmalara temel teşkil ediyor. Arkeolog yeterince nitelikli değilse, bilginin güvenilirliği ve miktarı az görünür. Kazı, en ufak bir gerçeğin veya buluntunun bile gözden kaçırılamayacağı, yavaş ve metodik bir çalışmadır.
Arkeoloji, yalnızca insanın uzak geçmişine ilişkin akademik bilgi açısından olmamakla birlikte, çok popüler bir bilim dalıdır. Şu anda, geçmişin şaşırtıcı anıtlarının bulunabileceği alanların ciddi ihlalleriyle bağlantılı büyük ölçekli inşaat çalışmaları yürütülüyor. Bu nedenle arkeoloji uzmanlarının eğitimi son derece önemlidir.
Keşiflere katılmaya devam ediyor musunuz?
– Elbette ama yaşım bunu eskisi kadar yoğun yapmama izin vermiyor. Daha önce keşif gezilerinde 7-8 ay geçiriyordum fakat Sibirya’da 3-4 ay verimli çalışabiliyorsunuz. Orta Asya ve Küba’da, sıcak iklime sahip ülkelerde saha sezonunu uzatarak çalıştık. Artık en önemli görevim Rusya ve diğer ülkelerdeki keşif gezileri sırasında biriktirilen materyalleri derlemek ve yayınlamak.
Ayrıca saha gezileri sırasında Moğolistan’da 20 yıllık çalışmanın sonuçlarına dayanarak ‘Moğolistan’da Paleolitik Sorunu‘ adlı büyük bir kitap yazıyorum. Çoğu kişi için Moğolistan tekdüze bir ülke. Bozkırlar, çöller, dağlar. Ama benim için her zaman yeni ve bazen beklenmedik bir şeyler var. Burası bir nevi içsel özgürlüğünün ve serbestleşmenin hüküm sürdüğü bir ülke. Bu uçsuz bucaksız çöller bana sıkıcı gelmiyor, onlara bambaşka gözlerle bakıyorum ve eski çağlarda en ilginç medeniyetlerin ve kültürlerin geliştiği Dünya’yı görüyorum.